Bölge yüzölçümü 40.842 km²’dir (Türkiye yüzölçümünün %5,2’si).
Bölge %63’ünü kaplayan dağlar nedeniyle topografik olarak yüksek ve engebeli bir yapıdadır. Yerleşimler her ne kadar dağlar arasında yer alan ovalar üzerine kurulu bulunsa da bölge içerisinde 800m ile 2500m arasında değişen yüksekliklerde yerleşim yerleri mevcuttur. Türkiye’nin en yüksekte kurulu ilçesi (Karayazı; 2500m) Erzurum sınırları içerisindedir.
Bölgede akarsuların oluşturduğu düşük yükseltili alanlarda daha ılıman mikroklima zonları ortaya çıkmışsa da yükseltiye ve karasallığa bağlı olarak sert karakterli bir iklim hüküm sürmektedir. Rekor kabul edilebilecek düşük sıcaklıklar görülebilirken yıllık toplam yağış ortalaması 409,5 mm düzeyindedir. Yağışların kar şeklinde olması ve karın yerde kalma süresinin uzunluğu bölgenin zengin su kaynaklarının başlangıç noktası olmasına neden olmaktadır. Bölge Türkiye’nin en önemli akarsularından Çoruh, Aras, Fırat ve Yeşilırmak nehirlerinin havzaları üzerindedir.
Bölge Kuzey Anadolu ve Doğu Anadolu fay hatlarının kesişim noktasında yer aldığı için Erzincan, Çat, Hınıs ve Karaçoban 1. derece deprem kuşağında kalmaktadır. Bu özelliği nedeniyle doğal madensuyu ve jeotermal kaynaklar bakımından zengindir.
Bölge coğrafi konumu nedeniyle bugün olduğu gibi tarih boyunca da ticaret için geçiş noktası özelliği göstermiştir. Türkiye’nin batısını doğusu ile kuzeyini güneyi ile bağlayan bir kavşak olan bölge eskiden Sibirya-Kafkaslar üzerinden gelen Kürk Yolu ile Çin-Türkistan-İran’dan gelen İpek Yolu ve Hint-İran üzerinden gelen Baharat Yolu gibi tarihi ticaret kervan yollarının Anadolu’ya giriş kapısı olmuştur.
Bölge doğu – batı ana enerji aksı üzerindedir. Orta Asya ve Kafkasya coğrafyasında bulunan zengin enerji kaynaklarının uluslararası pazarlara taşınmasında geçiş konumuna sahiptir. Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum ve Doğu Anadolu Doğalgaz Boru Ana İletim Hattı ve inşaatına başlanacak olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı bölge içerisinden geçmektedir.
Kara ve demiryolu bağlantısının iyileşmesiyle kuzey ve güney limanlara bağlantı konusunda avantajlı duruma geçen bölgenin, kuzeyden Trabzon ve Rize limanları, güneyden ise İskenderun ve Mersin limanları ile dış dünyaya açılması mümkündür. Karadeniz üzerinden Tuna nehri boyunca Avrupa’nın ortasına kadar suyolu ile erişebilirliği olan bölgenin doğu aksında Orta Asya ve Kafkaslar ile coğrafi ve kültürel yakınlığı vardır.
Bölge 1000 km çapındaki bir çember içerisinde önemli bir coğrafyaya hitap edecek durumdadır. Bu çember içerisinde nüfus büyüklüğü olarak İran, Rusya ve Ukrayna önemli ülkeler iken Azerbaycan ve Gürcistan etnik, kültürel ve sosyal açıdan bölge ile çok önemli bir yakınlık ve benzerlik gösterir.
Bölgenin 2013 yılı sonu itibariyle nüfusu 1.062.345 kişi (Türkiye nüfusunun %1,4’ü) olup nüfus yoğunluğu 26 kişi/km2 ile Düzey 2 Bölgeleri içerisinde son sıradadır. Bölgenin Türkiye toplam nüfusu içerisindeki payının 2023’e kadar az da olsa azalma göstermesi beklenmektedir. Nüfusun %63’ü kentsel alanlarda yaşamaktadır. Bölgede kırsal nüfus kentsel alanlara ve bölge dışına kaybedilmektedir.
Ülke genelindeki artış seyrine rağmen bölgede çalışabilir nüfus (15+), işgücü ve istihdam sayılarında ve oranlarında düşüş gözlenmektedir. İstihdam oranları ülke genelinden daha yüksektir. Bölgede 2013 yılı rakamlarına göre istihdamın %44,3’i tarım, %11,2’i sanayi ve %44,5’ü hizmetler sektörlerinde gerçekleşmiştir. Tarım sektöründeki istihdam Türkiye ortalamasına göre oldukça yüksektir. Bölgede erkeklerin çoğunluğu (%62,9) tarım dışı sektörlerde çalışırken kadınların çoğunluğu (%75,3) tarımda çalışmaktadır. Nüfusun eğitim seviyesi yükseldikçe istihdam oranları da artmaktadır.
Bölge üniversite altyapısı bakımından oldukça iyi durumdadır. Bölgede her ilde bulunan bir adet devlet üniversitesine ilave olarak Erzurum’da ikinci üniversite olarak teknik üniversitenin kurulmuş olması bölgenin geleceği açısından son derece önemlidir.