Loading...

Kültür ve Turizm

Palandöken Dağları’nın eteğinde kurulan Erzurum, 6000 yıllık tarihi boyunca bölgenin ekonomik ve siyasi merkezi olmuştur. Anadolu’daki en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Erzurum’da Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar’a ait çok sayıda kalıntı günümüze ulaşmayı başarmıştır. Erzurum, tarihi eserlerinin yanı sıra, geleneksel halk oyunları, üretimi devam eden el sanatları ve yöresel lezzetleri ile de dikkat çekmektedir. 

Erzurum Kalesi

Erzurum Kalesi, birisi şehrin güvenliğini sağlayan muhafız askerlerin bulunduğu iç kale, diğeri de halkın ikamet ettiği dış kaleden meydana gelmektedir. İç kale bölümü günümüze ulaşmayı başarmıştır. Erzurum Kalesi’nin ilk yapılışı, M. Ö. 900’lerdeki Urartu Medeniyetine kadar uzanmaktadır. Bugün varlığını koruyan kale, Bizans İmparatoru Theodosius’un eseridir. Saltukoğulları, 12. Yüzyılda buraya “Kale Mescidi” ve bir minare inşa etmiştir. Kanuni Sultan Süleyman ve II. Mahmut da kalenin kapsamlı onarımını yaptırmıştır. Kalede yer alan minare, 1848 yılında “Saat Kulesi”ne dönüştürülmüştür.

 

Erzurum Tabyaları

Erzurum Tabyaları, 19. yüzyılın acı hatıralarını taşıyan önemli eserlerdir. Osmanlı Devleti’nin gerileme sürecinde doğudan gelen tehlikelere karşı şehrin 21 stratejik noktasına tabyalar inşa edilmiştir. Özellikle Aziziye ve Mecidiye tabyaları, 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı –Rus Savaşında kritik bir rol üstlenmiştir. 9 Kasım 1877 tarihli Aziziye Müdafaası, Erzurum halkının kahramanlıklarına sahne olmuş ve şehrin işgalden kurtarılmasını sağlamıştır. Erzurum halkı, her yıl bu müdafaanın yıl dönümlerinde tabyalara yürüyüş gerçekleştirmekte ve kahramanlarını anmaktadır.

 

Çifte Minareli Medrese

13. yüzyılın sonlarında inşa edilen Çifte Minareli Medrese, Selçuklu medeniyetinin günümüze ulaşan en önemli eserlerinden biri ve aynı zamanda Erzurum’un sembolüdür. Medresenin özellikle taç kapısında bulunan bezemeler, Selçuklu taş süslemesindeki derinliği ve estetik anlayışı gösterir. Burada yer alan palmet ve rumi motifleri, Selçuklular’ın simgesi olan çift başlı kartal ile hayat ağacı figürleri dikkat çekicidir. Medresenin, efsanelere konu olan yarım minareleri de çinileri ile göz kamaştırmaktadır. Çifte Minareli Medrese; döneminin en önemli üniversitelerinden biridir. Avlunun güneyinde yer alan kümbet de o dönemde yapılan en büyük türbe unvanına sahiptir.